Denizcilik STK’larından Bora Ekşi İçin Basın Açıklaması

Kaptan Bora Ekşi’nin gemide öldürülmesinden sonra, bir daha böyle üzücü bir olayın yaşanmaması için denizcilik sektörünün sorunları masaya yatırılmaya devam ediyor. Olayın unutulmaması ve gereken derslerin çıkartılması için denizcilik STK’larının çalışmaları sürüyor. Bu kapsamda DEFAMED, GEMİMO, DEFAV, UZAKYOL KAPTANLAR DERNEĞİ, KILAVUZ KAPTANLAR DERNEĞİ, TURDEF, DAD-DER ve diğer denizcilik STK’larının katılımları ile Bora Ekşi’nin ölümü ile ilgili bir basın toplantısı gerçekleştirildi.

Bora kardeşimizin ölümünün, sektörün personel politikasının acilen gözden geçirilerek gerekli tedbirlerin ivedilikle alınması gerektiğini hatırlattığının vurgulandığı basın toplantısında, şirketlerin personel politikalarında yapılması gereken değişikliklere ve yasal düzenlemelere dair öneriler sunuldu.

Basın toplantısının sonuç bildirisini aşağıda bulabilirsiniz.

 

BASIN BİLDİRİSİ

Bu basın bildirisi DEFAMED, GEMİMO, DEFAV, UZAKYOL KAPTANLAR DERNEĞİ, KILAVUZ KAPTANLAR DERNEĞİ, DAD-DER, TURDEF’in ve diğer denizcilik STK’larının katılımları ile hazırlanmış ortak bir basın bildirisidir.

Kaptan Bora EKŞİ’nin gemi üzerinde görevi başında iken elim bir cinayete kurban gitmiş olması, Türkiye’de denizciliğimizi çok yakından ilgilendiren son derece üzücü bir olaydır. Böylesine vahim bir olayda şirket, gemi, zabit veya mürettebat ayırımı yapmamız mümkün değildir. Tüm denizcilik sektörünün ciddiye alması ve üzerinde düşünmesi gereken son derece vahim bir olay yaşanmıştır. Sevgili kardeşimizin ölümü, sektörün personel politikasının acilen gözden geçirilerek gerekli tedbirlerin ivedilikle alınması gerektiğini bizlere bir kez daha hatırlatmıştır. Bu nedenle Türk denizciliğinin tüm unsurlarının, Kaptan Bora EKŞİ’yi kaybettiğimiz bu çok üzücü olayın bir daha yaşanmaması için gerekli katkıyı ve desteği vermesini bekliyoruz.

Gemi kaptanına yapılan bu saldırı bir milat olmalıdır;

Türk bayrağı taşıyan bir gemide “Gemi Kaptanı” gemisinin can ve mal emniyetini koruduğu gibi aynı zamanda ülkesini temsil eden bir misyona da sahiptir. Bir gemi kaptanı kendisine emanet edilen gemiyi ve içindekileri korumayı kutsal bir görev olarak kabul eder. Bu nedenle, bir gemide gemi kaptanına, kendi kamarasında öldürmek amaçlı saldırmanın bizler için hiçbir açıklaması yoktur. Türk denizcilik tarihine not düşüp, meslektaşımızın katledilip meslek şehidi olduğu günün milat olarak kabul edilmesini diliyoruz.

Şirketlerin personel politikası değişmelidir;

Bu olay, gemilere gönderilen personelin eğitim kalitesinin, ruh ve fiziki sağlığının ciddi manada sorgulanması gerektiğini artık inkâr edilmeyecek biçimde ortaya çıkarmıştır. Denizde uzun süreler çalışan bizler, Türk gemi adamının çalışkanlığını, sadakatini, olaylar karşısındaki yapıcı davranışlarını her zaman görmüş ve takdir etmişizdir.

Ancak günümüzde gemiadamlarından kaynaklı yaşanan sorunlar, gemiadamlarının fiziken ve mental olarak deniz koşullarına uygunluğunun denetlenmesi ve istihdamlarına ilişkin mevcut koşulları sorgulamamız gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu konu, denizcilik sektörünün geniş katılımıyla her yönüyle bir platformda tartışma konusu olmalıdır.

Denizcilik camiasında yer alan STK’lar olarak bizler, bu tür olayların tekrar yaşanmaması için, şirketlerin personel politikasında ciddi tedbirler alması gerektiğini, şirket yönetimlerinin personel seçimlerinde ve istihdam politikalarında daha etkin rol alması gerektiğine inanıyoruz.

Bu kapsamda denizcilik STK’ları olarak bizler;

– Bakanlıkça oluşturulacak gemi adamı takip bankasına, kişisel verilerin korunmasına ilişkin mevzuat dikkate alınarak, sadece gemiadamının deniz hayatında gemilerden ayrılma sebepleri ve gemi kaptanı/gemi Baş Mühendisi görüşünün kaydedildiği, tüm şirket personel müdürlerinin ulaşıp, şirketine alacağı gemi adamının geçmişi ile ilgili bilgiye ulaşabilme olanağının verilmesini özellikle tavsiye ediyoruz.

– Hiçbir gemi adamı gemide işleyeceği kusurların affedileceği ya da birileri tarafından korunacağı inancı içerisinde olmamalıdır. Şirket yönetimlerinin bu tip güvenceler vermesinin çok vahim sonuçlar doğurduğu artık bilinmelidir. Gemi bir bütündür ve bu bütünün içine sokulan her yanlış, ahengi bozar ve gemi aksamaya başlar.

– Daha önce saldırı, yaralama, taciz, cinsel dokunulmazlığa karşı fiiller, uyuşturucu bulundurmak ve kullanmak gibi suçlarla ilgili adli sicil kaydı olan bir personelin gemiye gönderilmesi kesinlikle önlenmelidir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından sadece adli sicil kaydının değil, yukarıda anılan ve benzeri suçlar kapsamında gemiadamlığına kabulde adli arşiv taraması yapılmasına imkân veren yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

– Gemiadamları Sağlık Yönergesi gözden geçirilmeli, yönetmelik ve kişisel verilerin işlenmesine yönelik bir ihtiyaç var ise gerekirse kanuni düzenlemelerle, gemiadamlarının mesleğe kabullerine ve periyodik sağlık kontrollerinde ruhsal ve fiziksel durumlarını tespit edebilecek önlemler alınmalıdır. Mevcut sağlık kontrollerinin etkili ve yeterli olmadığı bilinmektedir. Özellikle gemiadamlarının mesleğe kabulünde, psikiyatri muayenesi ilgili kişinin durumunu objektif olarak tespit edecek testlere dayanmalıdır. Mevcut personel içinse periyodik sağlık kontrolü sırasında ilgili testler ruh sağlığının tespitinde kullanılmalıdır. Tüm gemiadamlarına yönelik 2 yılda bir tekrarlanması gereken sağlık kontrollerinin kâğıt üzerinde ve baştan savma yapılmayıp, önerilerimiz doğrultusunda yeniden düzenlenmesini bekliyoruz.

Ayrıca, sağlık yoklamalarının tam teşekküllü devlet hastaneleri tarafından yapılması eğer özel hastanelere yetki verilecekse, çok detaylı bir denetim sonrasında yetkilendirilmelerini ve denetimlerin sürekli olarak uygulanmasını talep ediyoruz. Şirketlerin sağlık yoklamalarının süresi dolmadan yeni sağlık yoklaması isteme hakkı saklı tutulmalıdır.

Gemi adamı cüzdanında muhakkak gemiadamlarının çalıştığı gemileri ve şirketleri gösteren bir sayfa yer almalıdır. Personel müdürleri referans için bütün şirketlere ulaşabilmelidir.

Donatanlar, gemilerini donatırken, özellikle Zabitan kadrolarının güçlü olmasına dikkat etmelidirler. Denizcilik sektörümüze zabit yetiştiren üniversite ve yüksekokullar, kontenjan, eğitimlerin kalitesi gibi hususlarda gözden geçirilmeli, gerekirse kontenjanlarda düzenleme yapılmalıdır. Gemi zabitanı eğer birbirini anlarsa, tanırsa aynı nitelikte eğitimi almışsa, personeline kumanda etmekte her zaman birlikte hareket edecek ve personel de aynı şekilde karşılık verecektir. Bu nedenle, donatanlarımızın zabitan sınıfını zayıflatacak hiçbir uygulama içerisinde olmamaları gerekir.

Bu çok üzücü olay, dünyanın bütün denizlerinde duyulmuş, paylaşılmış ve ne yazık ki denizcilik tarihimize ciddi bir kara leke olarak geçmiştir. Türk gemi adamının itibarının, güvenilirliğinin ve sadakatinin tekrar kazanılması için çok çaba sarf edilmesi gerekiyor.

Ancak denizcilik eğitiminin her yeterlikte kalitesini yükselterek Türk bayrağının, Türk zabitanının ve mürettebatının tercih edilmesini sağlayabiliriz.

Bu nedenle, umarız sevgili kardeşimiz Bora Kaptanın ölümünden çıkartılacak dersler, Türk personelinin yeniden itibar kazanması için bir başlangıç olur ve kardeşimizin ölümü hiç olmazsa bu vesile ile hep hatırlanır.

Saygılarımızla,

DENİZCİLİK STK’LARI ADINA

KAPT. BAYBORA YILDIRIM