Taşımacılık İşkolunda Kadına Yönelik Şiddet
Taşımacılık erkek işi olarak görüldüğü için bu işkolunda çalışan kadınların sayısı son derece azdır. Sektördeki cinsiyet eşitsizliğinin bir sonucu olarak, az sayıdaki taşımacılık işçisi kadın da ücret eşitsizliği, kötü çalışma koşulları, işe alınma, yerleştirilme ve yükselme süreçlerinde eşitsizliklerle karşı karşıya kalmaktadır. Taşımacılık sektöründe çalışan kadınların sorunları bunlarla da sınırlı değil. İşyerlerinde kadına yönelik şiddet, taciz, istismar, tehdit, yıldırma ve saldırgan davranışlar giderek artmakta ve yaygınlaşmaktadır. Bu sorunlar kadınların sağlığını, psikolojisini ve iş güvenliğini olumsuz yönde etkilemektedir. Yapılan araştırmalar da bu sorunun göz ardı edilemeyecek düzeylere ulaştığını göstermektedir.
Avrupa Taşımacılık İşçileri Federasyonu (ETF), 25 Kasım 2016–28 Şubat 2017 tarihleri arasında, “ETF Fair Transport” ve “Taşımacılık İşçisi Kadınlara Yönelik Şiddete Son” kampanyalarının bir parçası olarak bir anket gerçekleştirdi. Anket sonrasında yayınlanan raporda, işyerlerinde meslektaşlarının, süpervizörlerinin, yöneticilerinin ve müşterilerin şiddet ve tacizine maruz kalan kadınların yaşadıkları deneyimler yer alıyor. Kadınlar üzerinde yıkıcı etkiler yaratan sözlü tehdit, yıldırma, cinsel taciz, cinsel ve fiziksel saldırı üzerine sarsıcı beyanlar yer alıyor.
Avrupa çapında 1444 kadın işçi ile gerçekleştirilen anketten elde edilen sonuçlar şöyle:
- 911 kadın taşımacılık işçisi (%63) en az bir kere şiddete maruz kaldığını açıkladı.
- Kadın taşımacılık işçilerinin dörtte biri (%25) taşımacılık sektöründe kadına yönelik şiddetin düzenli bir olay olduğunu belirtiyor.
- Kadın taşımacılık işçilerinin dörtte birinden fazlası (% 26) tacizin taşımacılıkta ‘işin bir parçası’ olarak değerlendirildiğini ifade ediyor.
Ankete katılan kadınların çoğu, şiddet, cinsel taciz ve yıldırmanın işyerlerinde “yaygın bir kültür” olduğunu ifade ediyor. Kadınlar, erkek meslektaşlarının, amirlerinin ve yöneticilerinin kendilerinde “istismar etme hakkını” gördüklerini belirtiyorlar. Yaşadıklarıyla “başa çıkamayan kadınların işinden ayrılması” görüşünün sektörde hâkim bir anlayış olduğunu ifade ediyorlar. Yaptıkları işin “erkek işi” olarak görüldüğünü ve kadınların geleneksel rollerinden kopuşu konusunda küçümseyici tavırlarla karşılaştıklarını belirtiyorlar. “Kadınlar otobüs kullanamaz”, “evde kocanıza ve çocuklarına bakmalısınız” gibi kalıplaşmış yargılarla rahatsız edildiklerini dile getiriyorlar.
Şiddete karşı çıkmak ve şikâyetçi olmak çok zor olduğu için pek çok vaka bildirilmiyor. Çok sayıda kadın yaşadığı sorunlar karşısında sessiz kalmak zorunda kalıyor, fiziksel ve psikolojik sağlık sorunları yaşıyor ve çoğu kez işten ayrılmak zorunda kalıyorlar.
Sektörde gittikçe büyüyen ve yaygınlaşan kadına yönelik şiddetle kadınlar daha da susturuluyor ve yalnızlaştırılıyor. Kadın işçilerin aşağılanmasına ve ezilmesine neden olan bu tür tutumlar, çalışma ortamında kadını ve erkeği birbirleriyle düşmanlaşmaya itiyor.
ETF araştırması, taşımacılık sektöründe kadın işçilere yönelik şiddetin sonuçlarını bir kez daha gözler önüne sermiştir. Mevcut durumda son derece az sayıda kadın taşımacılık sektöründe yer alıyor. Üstelik daha fazla kadını taşımacılık işkoluna çekmeyi amaçlayan girişimlerle bu durum değiştirilmek istenmektedir. Daha iyi çalışma koşulları, eşit işe eşit ücret ve şiddetten arındırılmış bir çalışma ortamı sağlanmadan taşımacılık işkolunda kadın istihdamının arttırılması sağlanamaz.