1 Mayıs, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak bu yıl da İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin birçok şehrinde ve dünya genelinde büyük bir coşkuyla kutlandı. Küresel ölçekte derinleşen ekonomik krizler, artan hayat pahalılığı ve demokratik haklara yönelik baskılar eşliğinde gerçekleşen 1 Mayıs gösterilerinde, sendikalar, emek örgütleri, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları taleplerini güçlü bir şekilde dile getirdi.

Dünya

Fransa, Almanya, İngiltere, Japonya, İspanya, ABD, Endonezya, Hindistan ve daha birçok ülkede milyonlarca kişi, yüksek enflasyon, reform adı altında emeklilik hakkının gasp edilmesine, işsizlik ve yoksulluğa, savaşlara karşı alanlara çıktı.

İngiltere’nin başkenti Londra’da hükümetin kemer sıkma politikalarına tepki gösteren emekçiler, kitlesel katılımla sokakları doldurdu. Göçmen işçiler, sendikalar, meslek örgütleri ve daha pek çok kuruluş 1 Mayıs’ın tarihsel önemini dile getirerek uluslararası dayanışmayı güçlendirme çağrısında bulundu.

Asya’da da pek çok noktada kitlesel eylemler gerçekleşti. Tokyo’daki gösterilerde sendikalar yalnızca maaş artışı değil, aynı zamanda cinsiyet eşitliği, sağlık hizmetlerine erişim ve küresel barış çağrıları yaptı. Endonezya’nın başkenti Jakarta’da ise onbinlerce kişinin katıldığı yürüyüşlerde, hükümetin emek karşıtı yasaları protesto edildi.

ABD’de ise 1 Mayıs eylemleri, Donald Trump yönetiminin göçmen karşıtı politikaları ve sendikal hakları zayıflatma girişimlerine karşı düzenlendi. New York, Los Angeles ve Washington D.C. gibi büyük şehirlerde, emekçiler eğitim, sağlık ve kamu hizmetlerinde yaşanan kesintileri protesto etti. Göçmen toplulukları, ırkçılığa ve ekonomik dışlanmaya karşı güçlü bir dayanışma gösterdi.

Türkiye

Türkiye’nin farklı şehirlerinde düzenlenen 1 Mayıs gösterilerinde, hayat pahalılığı, güvencesiz çalışma, vergi adaletsizliği ve kıdem tazminatı hakkının korunması gibi talepler öne çıktı. Sendikalar ve meslek odalarının, emek örgütlerinin, siyasi partilerin çağrılarıyla başta İstanbul, Ankara, İzmir olmak üzere pek çok şehirde kitlesel mitingler gerçekleşti.

Gösterilerde siyasal talepler de öne çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından yükselen muhalif dalga, 1 Mayıs kortejlerine de yansıdı. Demokrasi, hukuk devleti ve seçim güvenliği gibi konular, işçilerin ekonomik talepleriyle birlikte dile getirildi. “İnsanca yaşam, demokratik Türkiye” sloganı mitinglerin ortak sesi haline geldi.

Özellikle gençlerin ve kadınların yoğun katılım gösterdiği yürüyüşlerde, ekolojik kriz, barınma sorunları ve eğitimde fırsat eşitsizliği gibi konular da gündeme taşındı. 1 Mayıs 2025, Türkiye’de yalnızca işçilerin değil, tüm toplum kesimlerinin hak ve özgürlük talebini birleştiren bir platforma dönüştü.