İŞÇİLER BARIŞI HAK EDİYOR, SAVAŞI DEĞİL
İsrail’in geçen sene 7 Ekim’den beri Gazze’de yürüttüğü savaş şiddetini arttırarak ve yayılarak devam ediyor. İsrail’in saldırıları sonucu Gazze yerle bir oldu, 40 binden fazla insan hayatını kaybetti, çok daha fazlası yerinden yurdundan oldu. Bu savaşı işçiler, çalışanlar çıkarmadığı halde bunun acısını çekiyorlar. Bu saldırıların son bulması, dünyaya barış ve huzurun gelmesi de işçilerin birlikte mücadele etmesiyle mümkündür. ITF’in 7 Ekim’de bu konuda yaptığı açıklamayı yayınlıyoruz:
Her yıl 7 Ekim’de dünyanın dört bir yanındaki işçiler ‘Dünya İnsana Yakışır İş Günü’nü kutluyor. Ancak bu yıl 7 Ekim’de dünyanın dört bir yanında işçiler, Hamasın İsrail’e saldırısının ve ardından İsrail’in Gazze’ye yönelik askeri operasyonlarının başlamasının birinci yıl dönümünde savaşı protesto etmek için de eylemler düzenlediler. Savaşın birinci yılı geride kalırken şu ana kadar 40 bin kişinin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor.
Taşımacılık sektöründe çalışan işçiler sadece uluslararası sermayenin saldırılarına maruz kalmıyor, kendilerinin çıkarmadıkları haksız savaşlardan dolayı zarar görüyor, bedel ödüyor. İnsana yakışır bir iş, barış ve adaletin olduğu bir dünyaya olan ihtiyacımız hiç bu kadar elzem olmamıştı.
Gemiler, trenler, uçaklar, kamyonlar ve otobüslerle sınırların ötesinde mal ve yolcu taşınması, taşımacılık işçilerine bağlıdır. Pandeminin en şiddetli dönemlerinde bile dünyanın hareket etmesini sağladık ve bugün savaşın harap ettiği ülkelerde bile bunu yapmaya devam ediyoruz. İster savaş bölgelerinden geçen sürücüler olsun, ister Kızıldeniz ve Karadeniz gibi tehditlerin denizcilerin hayatlarını riske atmaya devam ettiği sulardan geçerken hayatları tehlikeye giren denizciler olsun, siyasi istikrarsızlığın etkilerine katlanıyoruz.
Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu (ITF), işçilerin barış ve insan onuruna yaraşır bir yaşamı hak ettiklerine olan inancını güçlü bir şekilde savunmaktadır. Savaşlar şiddetlendiğinde ve istikrarsızlık arttığında bu emellere ulaşmak mümkün değildir. Tüm uluslar ve diğer aktörler, küresel tedarik zincirlerinin hareket etmesini sağlayan üyelerimiz de dâhil olmak üzere, tüm insanların haklarını ve yaşamlarını koruyarak uluslararası hukuka sıkı sıkıya uymalıdırlar.
Bu yılki Dünya İnsana Yakışır İş Gününde, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun barış ve demokrasi çağrısı öncülüğünde sendikalardan güçlü bir tepki geldi. Filistin Genel İşçi Sendikaları Federasyonu ve Arap İşçi Sendikaları Konfederasyonu, küresel sendikal hareketin tüm insanlar için özgürlük, kurtuluş ve kendi kaderini tayin ilkelerine bağlılığını teyit etmek üzere Kudüs saatiyle (UTC/GMT +3) öğlen saatlerinde iş bırakma çağrısında bulundu.
ITF Başkanı Paddy Crumlin: “Tarih boyunca savaşın yükünü işçiler çekmiştir. Bugün, çalışan insanların tarifsiz bir vahşete maruz kaldığı bu gerçeğe yeniden tanık oluyoruz. Ancak küresel ekonominin can damarı olan taşımacılık işçileri aynı zamanda dünyamızın vicdanıdır. Derin eşitsizlik, savaş ve istikrarsızlığın yaşandığı bu dönemde, dünyaya onu ileriye taşıyan gücün biz olduğumuzu hatırlatmak için ayaktayız.”
Adil ve barışçıl bir dünya inşa etmek istiyorsak haklarımız, güvenliğimiz ve onurumuz pazarlık konusu yapılamaz.
Crumlin, “13 Ekim’de ITF Kongresi için Marakeş’te bir araya gelmeye hazırlanırken, dünyanın dört bir yanından taşımacılık işçileri karşı karşıya olduğumuz krizlerle birlikte yüzleşmek için bir araya gelecek ve dünya liderlerine farklılıklarımıza rağmen bir araya gelebileceğimizi ve barış çağrısında bulunabileceğimizi gösterecekler,” dedi. “Arap Dünyasındaki ilk Kongremiz olan bu Kongre sadece sembolik değil, uluslararası dayanışmanın gücünün güçlü bir kanıtıdır. Sendikaların tarihi, doğru olan için mücadele etmek üzere sınırları aşan bir tarihtir. Ve şimdi, her zamankinden daha fazla, barış için küresel bir güç olarak omuz omuza durmaya devam etmeli, çağımızın adaletsizliklerinin üstesinden gelen çözümleri şekillendirmeliyiz.”
Stephen Cotton, ITF Genel Sekreteri: “Bu yılki Dünya İnsana Yakışır İş Günü’nde, dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca işçinin savaşın, baskının ve eşitsizliğin ağırlığı altında acı çekmeye devam ettiğini kabul etmeliyiz. Eşitsizliğin derinleştiği, iş dünyasında açgözlülük ve otoriterliğin hâkim olduğu çalkantılı bir dünyada yaşıyoruz. Ancak biliyoruz ki en karanlık anlarda dayanışmanın ışığı en parlak şekilde parlar. Bizler bu kargaşanın sadece tanıkları değil; liderleri, savaşçıları ve umut ışıklarıyız. Sendikacılar olarak, özellikle de seçilmiş liderler bunu başaramadığında, bu zorlukların üstesinden gelmek için her zaman ayağa kalkacağız.
“ITF Kongresi için Marakeş’te bir araya geldiğimizde, bu küresel krizlerin -Gazze, İsrail, Lübnan, Sudan, Ukrayna ve ötesindeki savaş mağdurlarının- gölgesi altında birleşmiş olacağız. Diğerleri Myanmar, Esvatini, Tunus ve Arjantin’de baskıcı rejimlere karşı mücadele ederken, milyonlarca insan açlık, yerinden edilme ve sistemik adaletsizlikle karşı karşıya kalmaya devam ediyor.”
“İnsana yakışır iş mesajı bu mücadelelerin merkezinde yer almaktadır: her işçi barışı, adaleti ve eşitliği hak etmektedir.”