Fransa’da İşçiler Ayakta!

Fransa’da işçiler hükümetin çalışma koşullarını değiştirecek El Khomri( Çalışma Bakanının adı) Yasası’na karşı Mart ayından beri kitlesel eylemler ve grevlerle protesto ediyorlar. Yasaya karşı sokaklara dökülen, grevlerle hayatı durduran işçilerin öfkesi dinmiyor. Ancak hükümet henüz geri adım atmış değil.

Fransa Başbakanı Manuel Valls, 12 Mayısta yasayı Ulusal Mecliste oylamaya sunmadan kabul etti. Yasanın hayata geçmesi 8 Haziranda yapılacak Senato oylamasına bağlı. Senatonun bileşiminden dolayı yasanın onaylanması bekleniyor. İşçilerse yasanın geçmesine izin vermemek için kararlı biçimde eylemlerine devam ediyorlar. Çünkü bu tasarı İş Yasasında köklü değişiklikler getiriyor ve Fransız işçilerin şimdiye dek karşı karşıya kaldığı en kapsamlı saldırılardan birini oluşturuyor, mücadeleyle, bedeller ödenerek kazanılmış haklarını yok ediyor.

Yasa yürürlüğe girerse işten atmalar çok daha kolay hale gelecek, iş güvencesi ortadan kalkacak. Yasa tasarısı işçinin işten çıkarıldığında alacağı kıdem tazminatı tutarını düşürüyor. İşe yeni giren işçilerin keyfi bir biçimde esnek çalıştırılmasını öngörüyor. Fazla mesai ücretlerini ve işsizlik maaşını düşürüyor. Toplu sözleşme anlaşmazlıkları durumunda patronlara işyerinde referanduma gitme hakkı tanıyarak sendikaların gücünü kırmayı amaçlıyor. Çalışma koşullarına ilişkin asgari kuralları belirleyen sektörel toplu sözleşmeleri esneterek işlevsizleştiriyor. İş Yasasıyla korunan pek çok hakkın işyeri düzeyindeki toplu sözleşmelerle gasp edilmesi planlanıyor. Yeni yasa geçtiği takdirde, ücretler, fazla mesai ücretlerinin oranı ve tatil sürelerinin yanı sıra günlük ve haftalık çalışma süreleri de işyeri düzeyinde belirlenebilecek. Böylece patronlar, yaklaşık yüz yıldır 8 saat olan yasal işgününü işyeri sözleşmeleriyle 12 saate çıkarabilecekler. Haftalık yasal çalışma süresi olan 35 saat de 60 saate kadar uzayabilecek.

Saldırıların bu kadar kapsamlı olması nedeniyle Fransa’da iki aydır emekçiler, öğrenciler 8 kez büyük miting düzenlerken, bunun hacrinde çok sayıda bölgesel gösterilerle de sokaklara döküldü. Ulaşım, madencilik, eğitim, petrokimya, enerji gibi sektörlerde grevlerle patronların çıkarları için sömürüyü dizginsizleştiren bu yasa tasarısına karşı tepkilerini ortaya koydular. Ülkedeki nükleer santrallerde, petrol rafinerilerinde bile üretim durdu. Yollar kapatılarak hammadde akışı kesildi. Hükümet, yasayı geçirmekte ısrarlı olduğunu açıkladıkça eylemler daha çok büyüdü. Polis işçilerin ve gençlerin her eylemine saldırdı. Pek çok işçiyi yaraladı, gözaltına aldı, tutukladı. Ama tüm bu baskılar işçilere geri adım attıramadı. Çünkü bu yasa sadece işçilerin haklarını değil, geleceklerini de ellerinden alıyor. Üniversiteler başta olmak üzere okullarda boykotlar yayılıyor. İşçiler ve gençler, polislerle çatışmaktan geri kalmıyor.